SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

AKDİYE BAHSİ

<< 3590 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَرْوَزِيُّ حَدَّثَنِي عَلِيُّ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِيِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ فَإِنْ جَاءُوكَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ فَنُسِخَتْ قَالَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ

 

İbn Abbas'tan, şöyle dediği rivayet olunmuştur:

 

"Sana gelirlerse ister aralarında hükmet, ister onlara yüz çevir"[Mâide 42] (âyeti kerimesi) neshedilmiştir. (Çünkü Yüce Allah daha sonra indirdiği başka bir âyet-i kerimesinde):

 

"Ve aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet" buyurmuştur.

 

 

İzah:

Mâide 49

 

Bu hadis-i şerifte; Yüce Allah, İslâmın ilk yıllarında, "Sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir"[Mâide 42] âyet-i kerimesiyle Hz. Nebi'i mahkeme olmak üzere kendisine müra­caat eden gayrimüslimlerin davalarına bakıp bakmamakta muhayyer bırak­mışken, daha sonra indirdiği Mâide sûresinin 49. âyetiyle onların arasında meydana gelen anlaşmazlıklarda da bizim kitabımıza göre hüküm vermesini emrettiği ifade edilmektedir.

 

Atâ, Nehaî, Şa'bî, Katâde, İbn Cerîr, Esamm, Ebû Müslim ve Ebû Sevr'e göre ise, Mâide sûresinin 40. âyetinde ifade buyurulan muhayyerlik bakidir, yürürlükten kaldırılmış değildir ve tüm müslüman hâkimler için geçerlidir. Binaenaleyh, gayrimüslimler davalarının halli için müslüman mahkemeleri­ne müracaat ederlerse, hâkimler onların davasına bakıp bakmamakta mu­hayyerdirler.             

 

İbn Abbas (r.a) ile Mücâhid, İkrime, Hasan-ı Basrî, Atâ el-Horasanî, Ömer b. Abdülaziz ve Zührî'ye göre ise, bu muhayyerlik hükmü Mâide sû­resinin 49. âyet-i kerimesiyle neshedilmiştir. Bu yüzden müracaat ettikleri zaman gayrimüslimleri kendi hâkimlerine göndermek caiz değildir. Hanefî uleması da bu görüştedir.

 

İmam Şafiî ise "müslümanların himayesinde yaşayan zımmîler müra­caat ettikleri zaman onların davasına bakmak müslüman hâkim üzerine va­ciptir. Fakat hâkim müslümanlarla belli bir süre için barış antlaşması yapan antlaşmahların davasına bakıp bakmamakla muhayyerdir" demiştir.

 

Muhayyerlik hükmünün, taraflardan birisinin müracaatı haline; vücûb hükmünün de taraflardan her ikisinin de müracaatı haline ait olduğu kabul edilirse bu görüşlerin arası te'lif edilmiş olur.[Hak Dini Kur'an Dili, III, 1688.]

 

Taraflardan birisinin müslüman olması halinde İse mahkemeye getiri­len, davaya bakılmasının'vacip olduğunda mezhep imamları ittifak etmiş­lerdir.[Bk. Ahmed es-Sâvî, es-Sâvî Ale'l-Celîeyn, I, 247.]